23 Ekim 2009 Cuma

GİTMEK

ne kadar yabancıysam blog alemlerine, keşif bile bir uzadı da yine de tam olmadı. Fakat yazasım var ya deli gibi, her zamanki sipariş, ne yazacağımı bilmeden....

Sevmiyorum yumuşak klavyelerle yazmayı bir o kadar, istiyorum ki yazdığımı hissederken ruhum, sesini de duyabilsin doyasıya, ya da ellerine bulaşsın solaklıktan ötürü mürekkep...

Gitmek istiyorum... bir eylem olarak olduğu kadar bir olgu olarak gitmek, metafor bu gitmek derken gitmeyip de gitmek, bazen de giderek gerçekten.

Kaçışla aynı manaya mı gelir çok emin değilim ama insan her zaman savaşacak gücü de bulamıyor....

neyle savaştığı tam bir muamma tabii. çünkü kendini yenemiyor istese de, teslim olamıyor bir türlü indirse de yelkenlerini...

Gerçekten ben'ler var benden içeri, bir türlü tarif edemem, anlayamam, haberdar olmak sadece benimki. Haberdarım birden fazla karakterim olduğundan, karakter diyorum kostüm kelimesini sindiremediğimden.

O kadar çabalarken tek olmaya yine de göremiyorum işte her zaman.
Kızıyorum bol bol, dün fark ettim o kadar nefret ediyorum ki kendimden, üzerime kusasım geliyor.
Depresiflikten değil, istemediğim göreceli gerçekten, yanıltıcı sanrıdan....

Gitmek istiyorum, önce kendimden... Sonra herkesin ortak paydada utanmadan buluştuğu bu yerden. Bu YER'den....

İntihar edecekmişim gibi geliyor sesi. Oysa tam da bu hisle tutunmak istiyorum, etkilemek istiyorum etrafımdakileri buradan gitmeden gidilecek bir yer olsun diye bu YER...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder