23 Ekim 2009 Cuma

AŞK

Aşık olduğumu bilmeyen yok ne güzel. Coca Cola söylemiş " Paylaştıkça artan Tat"...

fakat algıladıklarınla göreceli, bildiklerinle sınırlı aşk da...

O kadar kendi kendine bir herneyse ki tutunmak için kullanmak ancak onu heba etmek olur.

Konuştukça da etkisi yok oluyor sanki insanlarda ama işte yine algı paradoksu...

Ne kadar çok kendimize saklarsak o kadar gerçek sanıyoruz bir şeyi. Oysa içerde tuttukça gerçekliğini var edemiyoruz, sadece hayal o zaman..
Kanıta ihtiyaç mı var, hayır yok ama insan hayallerinin hepsini aklında tutamıyor sınırsızlığından ötürü düşüncelerinin. Gerçek etmeyince aşkı, unutuyor işte o zaman. ama bunu o kadar düşünmüyor ki farkına bile varamıyor. ama o başka bir paradoks....

Korkunun ecele ne kadar faydası yok oysa...
Denk geldiyse o ışık, renk, enerji, her ne derseniz; ne saça başa bakıyor, ne kulağa, ne göze...

Aşk başlı başına bir hareket, hayatın içinde değil. aksine ondan çıkmamı sağlayan. Olmayan gerçeklikte başka bir gerçek, algılanmış... Şizofreniye kaçar biraz ama kaçsın, cinayete kaçsa daha mı iyi insan.

Karışıklık baş kelime iken iskeletimi tamamlayan, aşk bana sadelik katıyor. dingin coşkusuyla, içimi renklendiriyor....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder