28 Şubat 2012 Salı

I love you all and always...

Canımı acıtıp
bana hissettiren
göz yaşlarımı akıtıp
kalbimi ellerinde sıkıştıran
ruhumu bulandırıp
aklımı kusturan

her insana, gidene, gelene, bir gidip, bir gelene
bardaklar dolusu teşekkürlerimi sunuyorum.

MOTHER ARE YOU WATCHING

Düşünceyi tamamlamışken harekete varamıyor olmak insanda yıkıma neden oluyor.
Üzerime yüklenen, aklen atmak istesem de genlerimin izin vermediği bir tutsaklık içindeyim.
Değerlenmeden var olmak isterdim...
Kontrol etmemek isterken, kontrol edemediklerim yüzünden kırılıyorum.
Parçalara ayrılıyorum,
toplamaya çalıştıklarım bütünlüğe yetmiyor.
Yalancıyım ben,
dolandırıcıyım...
öyle bir dünya yok...
Hayaller gerçekleşmediklerinde üzmesinler diye hep çok renkli...
Uydurduklarımın içinde kayboldum...
öyle bir dünya yok...
İnsanlık, varlık, yokluk...
Kalbim paramparça, atmıyor artık...
Kandırmalarımın yüzeyinde, yüzeysellikle kavga ediyorum.
Hava soğuk...
Yanlış yerlede yanlış çözümlerle
kaybolmuşluğumu kaybetmek için debeleniyorum sadece...
Yüklediklerimden çok daha azı belki her şey ve herkes ve hiç kimse ve hiçbir şey...
Yüklenmedikçe anlamlanamıyor.
Kısır döngüde kendini çizgide sanmak...
Çizgiyi reddederken çizgide durmak...
Değerlenmeden var olmak isterken, değer biçmek...
Evet bir dolandırıcı olduğumu biliyorum.
Kaybolmuşluğun dolu bardağıyım...
Her şey bombok ve ben üstünü çiçeklerle kapatmaya çalışıyorum.
Görülsün diye umarken saklamaya çalışıyorum.
Dengesizliğimin normalliğinde tanımlardan sıyrılmaya çalışıyorum.
Tanımlanmadıkça da acıyorum...
Evet ben çoktan öldüm.
Hayata döndüğüm o hastane yatağında öldüm.
Kurtarılamayacak kadar öldüm.
Her şey için çok geç ve hep çok erken...

27 Şubat 2012 Pazartesi

LOST

O kayboluşta bütün erkimi teslim etmişken
başka bir yerde kaybettiğim bir erk yüzünden
kendimden vazgeçmek...
Bombardıman...

Bir yerdeki kayboluş insanı gererken, başka bir hiçbir yerde huzur verebilir.
Ama kafa hep çok karışık çünkü nedenlerini araştırmak istiyor insan.
Sorgulama bazen sıkıcı.
Belki de gereksizdi.

Bir şeyi yapmam ya da yapmamam gerekliliğini hala sorguluyorsam o soyutlamada değil miyim?

Kırgınlıklarım özümü bozdu...
Geri gelmeliyim...

17 Şubat 2012 Cuma

2

Müzik üstünden silineli çok oldu o adamın.
Aşk da...

Aşk, boş boş dolaşıyor ortalıkta.
Oysa bedenlensin istiyor insan...

16 Şubat 2012 Perşembe

Mutsuz gözleri
rahatsız
ben çaresiz
bekliyorum

BAŞKA İŞTE

Bin bir soru işareti varken ruhta,
göz yaşlanmak için akarken,
beden titrerken...

Başka bir şey varsa, yoksa bile
İçi ısınırsa insanın...

İşte zaman tam da o zaman yok olur.
Zamanı yok edenlerin şerefine...

13 Şubat 2012 Pazartesi

HAD

Acı ise ne kadar ertelenirse ertelensin, çekilecektir.
İçeride hapsedildiği sürece, ruhu kemirmeye devam edecektir.
Ne gülen yüz güler, ne tutan el tutar.
Ta ki acını çekip, yasını tutana kadar.
Peki canım dostum,
Ölünün ardından tutulan yas ölüyü unutturur mu?
Geçmiş, insanın başucu kitabı değil mi?

Severken eşşekler gibi sevmesini bildin; her şeye, herkese, bazen kendine bile karşı durdun da, şimdi olanı kabul etmeyi, neden yemiyor acaba, o güzel yumuşak götün.

Yaşamın güzelliklerini kabul edip, çirkinliklerini elinin tersiyle itemezsin. Bütünü olduğu gibi görecek, onu öyle yaşamayı kabul edeceksin.
Evet büyüksün, kocamansın, pek çok şeyi yönetebilir, kararlar verebilirsin ama tek başına edilgensin. İş yaşamaya geldi mi kusura bakma ama haddini bileceksin.

HİKAAYE

hep aynı hikaye...
Aşk anılarım etrafımda dolanıyor ruh gibi, neyi anlamam gerekiyor?
Her iki tarafın da açısı olduğunu mu, bunu zaten biliyorum ama açılar anlayış yoksunluğunun bahanesi değil...
İnsan birine zarar verdiğini bilerek isteklerini gerçekleştirme çabasına düşmüşse bencilliğinin doruklarında kendini yalnızlaştırıyordur ancak.

12 Şubat 2012 Pazar

VARSAM BEN DEMEK Kİ

Birine demiştim ki seni hiçbir şey için ikna etmeye uğraşacak gücüm yok.
Yoktu da gerçekten olsaydı çok başka olabilirdi her şey.
Ama öyle bir noktaya geldim, o cümleyi kurduğum günden bu yana, sanki etrafımdaki herkesi bir şeye ikna etmeye çalışıyorum.
Kendi rahatsızlığımdan rahatsızım.

Sıkıldım bundan.

Küçük kara balığın da dediği gibi biraz da bencillik lazım bana.

Yorgunum; güzel bir aşkı, acı gerçekleriyle, göz yaşlarıyla, depresyonuyla atlattım.
Atlattım ama aşksız yaşamak canımı yakıyor.

Ucubeliğimden midir nedir, hep yanlış yerlerde yanlış çabalar harcıyorum.

Neden söylemek zorundayım ki bunları.
Çünkü başkalarının sorunlarını çözmeye uğraşmakla çok meşgulum. O iş için hep güler benim yüzüm.

ama fuck it.
Yeter bence...
Benden bu kadar galiba.

10 Şubat 2012 Cuma

Beni mecbur ettiğin sessizlikte utanarak yazılarını okuyorum.
Ben mi yazdım yoksa sen mi, emin bile olamıyorum.
Merak ediyorum...
Belki de bu kadar benzediğimiz için birbirimize.
Aklımız, ruhumuz bu kadar denk olduğu için belki de.
Oysa ben kadınım...

9 Şubat 2012 Perşembe

ama yine de sen neden gittin.
bak daha neler vardı çözeceğimiz, kaybolacağımız zamanlar vardı.
sandığım kadar gerçektin biliyorum, gerçek olduğun kadar hayal...
bir geri zekalıya geri zekalı olduğunu anlatmak mümkün değil, benimki neye denk geliyor onu da hiç bilemiyorum. İyisi mi siz, kendi çöplüğünün kralları, pisliğinizle övünmeye devam edin. Belki sen başaramadın ama ben gittim.

7 Şubat 2012 Salı

SES-NEFES

Gözleri kapanmış, ağzı titriyordu.
Ruhtaki bozukluğun bedene vurmuş hali.
Gözlerinden akan yaşların farkında bile değildi.
Sesim aklına gitmedi.
Elindeki elimi hissetmedi.
Korktum.
Bir insanı, bir an için kaybetmek kabus gibi.

Derin nefes al.
Aldığın nefesi algıla.
Nefes alıyorum, nefes veriyorum.
Beni duyuyor musun?
...

Yardım edememek insanın içini yakıyor.
En çok o zaman istiyorum ki olsun bir Tanrı.
Ben yapamıyorum, o yapsın.
Nefesimi veremiyorum, o versin...
Ama yok işte yine yok...
Hastane köşelerinde, tanrının yapmadığını haplardan ummak...

I could almost go there...

Dinlediğime değiyor...
Düşündüğüme de...

Dans ederim ben düşünmemek için...
Müzik düşüncelerime yelken olurken
müzik düşüncelerimi saklar...

LEKE

Ekranda duran kanı inatla temizlemiyor gibiydim.
Oysa sadece umursamadım...
Gördüklerimin lekeleri, görmemi engellemeye yetmez...

YOKSAM DEMEK Kİ

Nefret ediyorum bütün sevgililerimden.
Beni bıraktıkları için...
Onları bırakmadığım için...

Hepsini ölesiye seviyorum.
Beni bıraktıkları için...
Onları bırakmadığım için...

Kendimden nefret ediyorum.
Kendimden sadece nefret ediyorum...

6 Şubat 2012 Pazartesi

DUR

Kalabalık iyidir...
Bazen de kalabalıkta yalnızlık iyidir.

Dengesizlik bir an hali..
Bir an çok iyi olup, bir sonraki an pisliğe gömülebilir insan...

Bıkmaz gibi görünüyorum biliyorum ama bıkıyorum hem de bir anda.
Çekilmez biriyim işte o an.
Biliyorum.
O da bir an.
Her şey sadece an...
Hayatım dediğin bok;
anlar toplamı bir boktan ibaret.

Yeni kelimem de ibaret...

Sanırım ibaretlikleri fark ediyorum bu zamanlarda.
Zaman ne acaip.
İnanmıyorum bile ona ama bunu kanıtlayamıyorum.
Değişim mi bu?
Değişiklik her zaman sancıyla gelir...
Hiç kimse kendimden daha fazla kandıramaz beni...
O kadar istiyorum ki dolsun o bardak, içine tükürüyorum...

5 Şubat 2012 Pazar

DEFOL

İnsan ne kadar açık olursa olsun
hiçbir zaman gösterdiklerinden ibaret değil.
Tahminleri bir kenara bırakmak gerek belki...

Kelimelerime başka cümleler uydurulması beni bu kadar rahatsız ederken
hareketlerin altını doldurur buluyorum kendimi.

Olmuş olan olduğu kadar aslında
biliyorum bunu...

Unutuyorum bazen, egom var benim lanet olasıca.

4 Şubat 2012 Cumartesi

KAFA 2

Tanımlayamadıklarım...
anlayamadıklarım...
Sadece ben değilim ki
anlamam için anlatılması gerekir.
tanımam için tanıtılması gerekir.
Ne yani hırsızın hiç mi suçu yok...

KAFA 1

Uzak kaldıkça uzaklaşıyor insan kendinden.
Başka biri mi oluyorsun acaba artık.
Değişim vazgeçilmez ama geçmişteki seni özlemek...

Güzelleşmek isterken çirkinleşiyor muyuz?
Ruhun estetik ameliyatı...

hayır
savunmam ondan kendimi
Kanıtlamak istiyorum;
insan pisliği insanlığın üstünü örtemez...

Kendimi çok seviyorum, kendi kendimi tam istediğim gibi yarattım...
Kendimi bilmez bir anda soktuysam ruhuma silikonları
bu karmaşıklık onu çıkarma çabasıdır...

3 Şubat 2012 Cuma

Debelenmeler...
Çok şey bekliyorum.
Konuşmaktan vazgeçmeliyim.
Yok olsam yine.
Hiçliği kaçırdım
hiç değilse yok olsam...

mousoleum

Çünkü bir tek dans ettiğim zaman hiçbir şey düşünmüyorum dedim.
Tamam başka bir şey söylemene gerek yok dedi.

Ama o sadece bir andı...
Uzun süre anılmayı hak edecek bir an...

EKSİK

Hiçbir anlamı yok ve ben yine de çaresizce bağlanmak istiyorum.
Gerçeklemek için gerçeklenmeye ihtiyacım var.
O kadar şüpheliyim ki
ve evet çok düşünüyorum
her şeyin basit bir açıklaması var
ya da her şeyin karmaşık bir analizi...

1 Şubat 2012 Çarşamba

İS

Kalbimde bir ağrı var bu sabah...
Bu zamanda değilim, bir zamana sıkıştım kaldım.
Kırılmalar yıktı beni, belki de bittim sanki.
Onu yapmasaydın,
bana bunu yapmasaydın.
Sen kimsin ki... kimim ben...

Tanıdığımı sanmaktan da,
tanıtmaya çalışmaktan da usandım bu sabah.