30 Nisan 2012 Pazartesi

OLSUN OLSUN

Bakıyorum da kendime,
hiçbir şeyi geride bırakmadım.
Zamanın akışını anlayamıyorum pek,
akmış mı bilemiyorum.

Kuşkusuz duygular değişiyor
ama
kendiliğinden mi değişiyor yoksa insan yeni duruma ayak mı uyduruyor
çok da bilemiyorum.

Pek çok şeyi bilemiyorum zaten.
Yaşamın bu kadar içinden geçip yine de
ona bu kadar yabancı olmak
hayatımın başka bir çelişkisi galiba.

Dert etmiyorum pek
ama
bütün yaşamın yükünü ruhunda taşımak da yoruyor insanı.

Onca aşk, onca üzüntü, onca sevinç
hepsini aynı anda taşımak ağır geliyor bazen.

Öyle biri olsaydım
ya ben öyle olsaydım.
Her şey geride bırakılacak kadar ucuz olsaydı...

Omuzlarım çökmüş ama yine de şükrediyorum kendime.
Onları ben sevdim
onu bile sevdim ben...

İNSANLIĞA NOTLAR VOL 5

Ah güzel kardeşim;
birinin seni sevmesinin nedeni her zaman sen değilsindir.
Hareketlenme hemen yükseklere.
İnsanların seni sevme nedenlerini de isteklerini de alma ellerinden.
Haddini bil bir kere.
Seni seveni itin götüne sokmaya uğraşacağına
sen sev iki kere.
Unutma kimse mecbur değil seni sevmeye.
Çaba sarf etmezsen sen de,
istesen de yürümüyor o tekne...

29 Nisan 2012 Pazar

ÖNCE BİR GEL BAKALIM

Olmaz o öyle olmaz.
İçeri alınmıyorsan bir sebebi var.
Hırsa ne gerek var.
Akışı bozunca sen, zaten olacak olan da olamayacak.
Bilmiyorsun ama
dinlemiyorsun da
anlamıyorsun da evet.
Çünkü anlamak üzerine değil, beklemek üzerine susuyorsun sadece.

Olmuş mu bak bakalım.
o karakter sandığın;
Kendini bilmezlikten güç almış, içi boş ego.

Peki olmuş mu bak bakalım.
Hayatlarında var olmadan insanları silmeye çalışmak...
Önce bir var ol bakalım.

Evet ama evet yazarım ben ki bir ümit, düşünesin.
Koyduğun duvarlarını silerek, sözüm ona benliğinden sıyrılarak, düşünesin.

Benim için herkes hiçkimse, hiçkimse herkestir; bunu iyice bilesin,
senden de geçmem ben ama önce ziyadesiyle bir gelesin.

27 Nisan 2012 Cuma

HAR VUR

Parçayım bütünden
iliklerime kadar hissediyorum bunu.
İliklerimi çok hissetmiyorum ama
ayrılık yıkıyor beni, bozuyor sinirimi.
Onca düşmanlık, anlaşmazlık, boş vermek, boşa vermek...
Gören göze çaput bağlama sanatı; insanlık.

Oysa ne kadar da kolay
sıyırınca, kendini kendinden insan.

Yok ama yok sayamam ben.
Aklımda da ruhumda da yer yok hesap defterlerine.
Onun yerine ne defterler var içeride
Ne masallar, ne güzellikler, ne sevgiler, ne sevgililer, ne aşklar, ne ormanlar, ne nefesler var içimde...

Yansın boş ver can...
Ateşin iyisi de kötüsü de candır can...

İNSANLIĞA NOTLAR VOL3

İnsanı yargılama, gerçeklik kadar doğrular da görecelidir.
Önyargılı hiç olma, olasılıklar her zaman hesaplayabildiklerinden fazladır.

Ezbere konuşma, deneyimlemeden edinilen bilgi çok da bilgi değildir.
Övünme, senin için bir bok olan başkası için çok boktan olabilir.

26 Nisan 2012 Perşembe

Kaynağı belirsiz o acı var ya
Sanki ruhum hep yarım...

Belki de bedenin bu kadar kırılması ondan
Ruh sağlam olsa beden çöker mi sanki.

Hastalık insanı bencilleştiriyor.
Sağlamken tamam da kırıkken kim var yanımda...
Verecek enerjim yokken kim paylaşacak benimle...

Ama olmaz biliyorum, o da olmaz.
Sen değil misin her şartta vereceksin diyen...

İçine de dışına da sus o yüzden...

23 Nisan 2012 Pazartesi

HŞŞŞ HŞŞŞ

Bak ne kadar kolay dedim
çünkü bir yerlerde ilişkiler bütünlük için kazınırken
başka bir yerlerde denklikler akabiliyor.
İnsan hep kendi gibisini buluyor da
onu ne yapacağını düşünmekten yapmayı kaçırıyor...
Sus akıl sus biraz...
Ruhum bilir eğer izin verirsem.
Sus akıl sus biraz...
Özüm yürür yolu görebilirsem.

19 Nisan 2012 Perşembe

İŞTEEEEH

Galiba ben de bir tuvalet kağıdıyım senin gibi.
Şikayet ettiklerinle yaşamını süslemek...
Kendine dönmeden, önüne sövmek...
Yo yooo, kızmıyorum asla.
İnsandan fazlasını beklememeyi öğreneli oldu biraz.
Mesele beklenti değil,
her şeyi olmasa da bazı şeyleri bildiğimi bil.
Bir defter var bende
altı üstü bir defter...

17 Nisan 2012 Salı

SALLLL

Aklı çözmek kolay da
iş hislere gelince ortam hep darma duman...
Tanımlamak, tanımak hep çok zor.
Ne hissettiğini bile çözemiyor insan bazen.
Beden olacak bu lanet şeyde nasıl oluyor da her halt
birbirinden bu kadar habersiz, ayrı ayrı çalışabiliyor onu da hiç anlamış değilim.
Hiçbir bok anlamadan, koy ver gitsin galiba hayat.
Ama idine mi koyacaksın, egona mı, ruhuna mı, aklına mı?
Özün otomatik olarak bilir de onu mu yapar yoksa?
Peki özüne yapışmış onca pislik ne olacak, onlar saf hareketi engellemez mi?

Salll be oğlum.
Tamam
ama hangi yöne...

16 Nisan 2012 Pazartesi

İNSANLIĞA NOTLAR VOL4

Aklımı benden iyi gördüğünü sanma.
Hareketlerimin anlamları algınla sınırlıdır.
Algını benliğimle kıyaslama.
Algın deneyimlerinle, gördüklerin egonla sınırlıdır.
Sen de kötüsün benim kadar, sen de kırık, bozuk çünkü sen de insansın benim kadar.

Beni hiç repliğimin olmadığı bir oyunda başrole oturtma...
Seyirci yorum yapar, yorumlarıma göre oyununu bozma.
Kendinden eminsen sen, mesele benim gördüklerim değildir.
Algım deneyimlerimle, gördüklerim egomla sınırlıdır.
Ben de kötüyüm senin kadar, ben de kırık, bozuk çünkü ben de insanım senin kadar.

15 Nisan 2012 Pazar

SOSYAL NAĞĞMELER

nice nice yollar boyunca, nice yüzler gördüm ömrüm boyunca...
saklandıkça yalnızlaşır insan. Yalnızlıksa her zaman yalnız işte...
Hayatıma girenler, hayatımdan çıkanlar, sokaklar...
Saklanmayı bırakanların şerefine, kara çocuk raksı gelsin bandista'dan...

14 Nisan 2012 Cumartesi

I Shit on reality

develer, merceklerindeki bir şey nedeniyle insanları kendilerinden çok daha büyük sanırlarmış...
İnsanoğlu da aklındaki o hastalık nedeniyle etrafındaki her şeyi kendinden daha küçük sanıyor..
Ve siz hala gerçeklikten söz ediyorsunuz...

12 Nisan 2012 Perşembe

SOSYAL NAĞĞĞMELER

kendimi öğretemeyen kadın gibi görüyorum daha çok.
ben bile kendimden sıkıldım, katlananlar sağolsun.
ama gerçi insanlar benimle benim kadar zaman geçirmiyor o da ayrı...
yani düşün; ben bile kendime katlanıyosam senin katlanmanda ne var...

tabii orda rahatsızlık duyduğum şey aslında bu öğretme egosu.
sen kimsin ulan...
mallık bende hakim bey,
cezam neyse zaten ziyadesiyle çekiyorum.
rica edicem kapayın çenenizi.

BEN BEN BEN BEN BEN BEN.....

milletin işi gücü birbirinin üstüne çıkmak arkadaş:
ben senden zekiyim,
ben senden güzelim,
ben senden zenginim,
ben senden bilgiliyim...
tamam annecim de altından da olsa kabın, sen de herkes gibi sıçıyon...
bokla anlayacaksan bokla anla;
üstüne giydiklerin özünün süsüdür alt tarafı.
sen de ayırdıkların kadar insansın,
eksik ya da fazla değil...

11 Nisan 2012 Çarşamba

SOSYAL NAĞĞĞMELER

eğilimler, eğilimler, insanın aklını kör eder.
Düşünmeden geçmesin günün çünkü ezberlenmişlikler özünü lekeler.

OLMAYINCA...

Kim ister hep düşünerek yaşamayı?
kim ister anlam aramayı, görmeyi, farkına varmayı?

Ama kırılma oldu mu işte elinden bir şey gelmiyor.
İnsan kendini aptallaştıramıyor.

O kadar zor ki, belki insanın kendinin bile fark etmediği kötülüğünü görmek,
bu kötülüğe rağmen onu sevmen gerektiğini bilip buna devam etmek...
Dürüstlüğün lanetiyle, en doğru yolu bulmaya çalışarak gördüklerini söylemek...

Yaptığın hatalarını kendi yüzüne vurmak ne kadar zor bir bilsen.
Yanlışlarını fark edemediğin şüphesiyle yaşamak o kadar zor ki.
Ne kadar uğraşırsan uğraş, bir yerde kendine dönüp, sevmeyi bıraktığını görmek o kadar zor ki.

Hiçbir şey bilmediğini bilmenin yükü sırtından hiç inmezken,
kalbinde hep bir yaşam ağrısı varken
Yine de gülümsemek...

6 Nisan 2012 Cuma

SOSYAL NAĞĞĞMELER

olmayınca olmaz ama olunca da olur, heves kırma.
ve
bitmeyince bitmez ama bitince de biter, sündürme.

SOSYAL NAĞĞĞMELER

her şeyin mükemmel olduğu bir yer yok.
yamukluklar da her şey kavramının içine giriyor.
O kadar yüklenmeyin evrene...
Herkes kendini düzeltse evren de şıp diye düzelir o da ayrı...
Kapat gözlerini ve sev kardeşim, eliiiini ver bana...

İNSANLIĞA NOTLAR VOL2

Mutlak gerçek diye bir şey yoktur.
Gerçeklik sadece insanın algılarından ibarettir.
Ve insan algısı, farkındalığına göre değişmektedir.
Bir gerçek başka bir anda gerçek olmayacaktır artık ama demek değildir ki bundan sonra hep gerçek o olacaktır.
Var olduğu sürece insan, bilmeye devam edecektir ve gerçekliği hep değişecektir.

O yüzden de mümkünse karakterini, doğrularını, yanlışlarını, osunu, busunu ve en önemlisi hayallerini gerçekler üzerine kurmamalıdır.
Algılarından beslenerek kurmalıdır.
Algıladıkları yani anlık gerçekliği...
Evet doğru, gerçeklik böyleyse hayal de o kadar hayal değildir ama zaten yaşamı bu kadar renkli yapan da budur.
İnsan bütün bedenini, ruhunu zırt pırt değişen bir temele kurarsa varlık hep sallantıda olacaktır. Ve varlığını sallantıya düşürürsen her an yok da olabilirsin. ve maalesef yokluk da ancak bir yere kadar vardır...

5 Nisan 2012 Perşembe

İNSANLIĞA NOTLAR VOL1

Sevgili insan;

Gerçekliği kafanda çok da büyütme, gerçeklik dediğin sanrıların kurgusundan ibarettir.
Hatanı kabul etmekten çekinme, eziklik çürüklükten iyidir.
İnsanı bilerek incitme, yastıktaki elbet senin başındır.
Küçük Prensi anlayarak oku, prens küçük olabilir ama aklı büyüktür.

4 Nisan 2012 Çarşamba

özlediği bir arkadaşına bunu yazarken ağlayan bir insanım şu an...
Ankaramın bana verdikleri...
keşke kimseleri özlemem gerekmeseydi.
keşke bir an orada, bir an burada olabilseydim.
beden seyahat etmek için çok fazla.
onu üstümden atasım geliyor bazen.