2 Haziran 2020 Salı

Sizin de öyle mi bilmiyorum ama benim kafamda hep şarkı çalıyor. Sanki böyle bir radyo var gibi, milyonlarca düşüncenin arasında bir de şarkı Mesela bu sabah Felicita ile uyandım, rüya gördüm ama şimdi hatırlamıyorum. Felicita dinlediğim bir yerde miydim? Annem sever çok, ondan mı? Annemin 40 yaşını hatırladım geçen gün. Hayatlarımız birbirine dolanmış tabii ama ne kadar farklı! Aynı hayatı yaşamadık biz. Belki birlikte bile yaşamadık mı yanyanaydık çogunlukla, ama apayrı. Yalnız bıraktım onu o da beni mi yalnız bıraktı? Bir anne çocugunu asla yalnız bırakamaz ki Anneler ne kadar şanslı. Bilinç için inanılmaz bir eğitim... Sanırım ben anne olmayacağım, çok da vaktim kalmadı. Bu yaşamda bu ilerlemeyi kaydedemeyeceğim. Her ne kadar benim için cennet, cehennem, reenkarnasyon, ruh vs oldukça inalılmaz görünse de Bilinçlerimizin bir şekilde birbirine bağlı olduğu ve bedenlerimiz (yani belki de hücrelerimiz) olmasa da yeniden annemle buluşup bu korkunç, bitmek bilmeyen ısdırabı ve ondan edindiğim mükemmeldersleri anlatmak hayalinden vazgeçemiyorum. Kafamda hep müzikle...

31 Ocak 2020 Cuma

Ertelediği hiçbir şeyi yapamıyor insan
Karar bugunden başlamalı
nerden neye başlasam
yazdıkça ağlamaktan da korkuyorum
cok fazla düşünce uçuşuyor kafamda
koca, kardeş, yegen, dostlar, iş,
annem
yok artık

inancı olmayınca insanın hayal diyebiliyor duaya

hayal ediyorum, bir gün yeniden bulaşacağımızı.
bir gün yeniden el ele oturup
onun başından bir şeylerin geçmesi bittiğinde benim başımdan geçenleri anlatmayı hayal ediyorum,
kendimi kandırdığımı bilerek.

ama bir şey düşündüm vapurda
dalgalar konuşurken, satıcılar debelenirken, kuşlar kanat çırparken..

gittiğimde ben,bilincim yani, artık bilmeyeceğim.
Yani annem yok olmayacak, var da olmayacak.

hiçlikte varlık ve yokluk birbirine denk
yani yok olduğu kadar var.
o zaman bir nevi yeniden buluşacağız,
buluşmamanın bir değeri kalmadığında.

o zamana kadar ellerimde ellerinin izi, gözlerimde göz kapakları, aklımda senelerce devam etmiş ve genellikle haklı dırdırları, kalbimde acısı...

kontrolüm yok

kontrol edebileceklerimi edebilmek için huzur istiyorum

öyle miskinlik gibi değil
içimde peace

kulaklık bok gibiymiş.

27 Ocak 2020 Pazartesi

her seferinde başladığımı sanıyorum
40 yaşına geldim.
Bitmek üzere olan bir hikayenin hala başlangıcını bekliyorum.

Çok kırık kalbim çok.
Ve inanılmaz kızgınım.

Sokayım böyle yaşamın içine

ama hayat güzel

ne kadar zorluyorum kendimi
iyi şeyler düşünmek iyi şeyler söylemek için

iyi olmak için zorluyorum

olamıyorum

sokayım öyle yaşamın içine

neyi kontrol ediyorum

Sonuçlardan genel olarak memnunsan iyi kararlar vermiş oluyorsun

trilyonlarca değişken ve kendi için karar veren milyarlarca insanı ne yapalım

Herhangi milyonlarca günden birinde haberimiz bile yokken ölüveren annemizi ne yapalım.

Herhangi bir gün

telefonda yine dırdır edeceği, önce kızıp sonra seni seviyorum diyeceğim bir gün.

her gün akan gözyaşlarımı ve onların çaresizliğini ne yapalım.

kendimi kandırdığımı bile bile devam etmeye çalışmamı

pişman değilim diye diye, şunu şöyle yapsam ne olurdu sorularını

Bildiğim bütün mantıkları, inançsızlığımı, kendimi teselli edecek yüzlerce cümleyi,
hepsinin içinin bomboş olmasını

bütün bilgimi, bir tek omuz için feda edecek olmam gerçeğini
bir kez sarılsam, elimi bir kez tutsa
artık dünyada olmayan o bitmek bilmez sevgisini bir kez daha hissetsem

inanmadığın hayalete razı olmak
bütün çağrılarına, yakarışlarına karşı sessizlik.

Sokayım böyle yaşamın içine

Anneme karşılık ortalıkta cirit atan milyonlarca insana da sokayım