29 Ekim 2012 Pazartesi

düzenli olarak vuruyorum. ben yatıyorum...
düzenli olarak.
çok düzenliyimdir.
her şey
evet her şey
olması gerektiği gibi
var olan biraz var
yok olan hiç yok mu
We are the people
yani
bok mu
bok
kırmızı
iyi mi
kötü
değerlendirme
değerlendirme belki
yargılama
yargılama
fikir
yok
yaşam
öyle
olduğu gibi mi
fish
doesnt think
düşün
sen düşün
bok
var
bok var
Öyle ki
öyle
Ölesiye
acı
her daim mutsuzluk
varlığıma icap ediyor
öylesi
daha güzel
ağrı
kalp ağrısı
kalpse eğer o içerdeki
ağrıyor
iyi ki
Yaşam her haliyle...
Ve nasıl da gerçek
hem de
bu kadar gerçek değilken.
Elimde kalem hayal ettim kendimi.
Beden zihinden bu kadar uzaktayken.
Özgürlük, kavramsallığından bu kadar fazla.
Kimileri yapar kimileri bakar.

27 Ekim 2012 Cumartesi

Sen bırak o elindekini.
ruh bedenden çok daha fazla.
yokken bile varsın
varken yok olmayı istemek neden
Hayal...
Gözlerimizdeki ışık...
Hiç biter mi
O aşk hiç biter mi
dedim ki kırmızıyım
Ateşler yanıyor içimde.
O yaseminin kokusunda
o yaprağın dokusunda
ateşler yanıyor içimde
ateşler gibi yanıyorum ben
aşkla
aşka

11 Ekim 2012 Perşembe

az önce camdan atlamayı düşündüm.
İntihar olsun diye değil, uçmak olsun diye.
Büyük ağacın yapraklarıyla süzülmek olsun diye.

Esirliklerimden bunaldım.
Livingston...
Living stone...

8 Ekim 2012 Pazartesi

hiç gücüm yok.
hiç yok.
öylesine yatmak istiyorum.
havalara bakmak...
uyumlanmak büyük problem yaşama.
Soru yanlış soru
Neden?

2

Buraya kadar şuursuzca geldim ben.
Nereye kadar?
Anlardan ibaret yaşamım, arkamı döndüğümde unuttuğum...
Şehirlerden geçtim, insanlardan...
Hayallerimi tamamlayamayacak kadar unutkan
gerçekleştiremeyecek kadar tembeldim.
Hoş gerçekleştirilecek hayaller de kurmadım pek.
Evren sınırsız
yaşam uçsuz bucaksızdı.
Nereye kadar?
Gerçek nedir dedim
işte bu dedi.
Bu kadar basitti.
Basitlik çoktan kısırlaşmıştı.
Yapraklarına baktım her şeyleri kabul eden ağacın.
Kıskandım onu.
Bilmemek bilmekten yeğdi.
Kabul ancak bilmeyince gelecekti.
Ve ben yine kaybettim.
Kazanmak için satmam gereken ruh
uzaklarda, yapraklarla uçuşuyordu.
Kendi cümlelerimde boğuluyorum.
Yaşamak için mecburiyetler.
Denge.
Mecbur olduklarımdan kurtulma heyecanındayım.
Ama çıkar yol düşünmeden çukurdan çıkılmıyor.
Olasılıklar sınırsız belki ama olasılıksızlık gayet net.
Darlandım anne anlasana.
Üstüme üstüme geldim.
Midem öylesine bulandı
öylesine öfkelendim ki.
Hayallerim de yok
yok oldu geleceğim.
Gelmeyiversin.
Tükendim.
insanlar başarılara imza atarken ben önümdeki birayı yudumluyordum.
Binbir sohbet
akılları ileri götüren
çözülecek yeni problemler getiren
yeni çözümler
Onların hiçbiri sayılmadı.
Kimse fikrime yaşam ödemedi.
Şimdi de emeğime saygı duymuyor.
Onu ne yapalım anne.
Gücü elinde bulunduranlar yüzüme çamurlar sürerken
Ben o güçten o kadar uzakken
Hayranlık uyandıracak pislikte bir yaşam.
Sorun onlarda değil
sorun benim büyük, bir aptallıkla kabul edemememde.

3 Ekim 2012 Çarşamba

1

Kötülük, saf kötülük.
Şeytan kıskanırdı insanlığı.
Böylesine kara kötülükleri, o, aklına bile getiremezdi.

Kitapların tanrıları çoktan gitmişlerdi ve ağaçlar tek başlarına, boyun eğerek savaşıyorlardı.
Çünkü onlar hala umut ediyorlardı,
öyle ya çocuklar da vardı.
Oysa onlar bunlar tarafından yetiştiriliyorlardı.
Ve çember gittikçe daralıyordu.

2 Ekim 2012 Salı

Keşke elimde olsaydı.
Ne kendimi değiştirebilirim
ne de mecbur kaldıklarımı.
Yaşamın laneti. insanoğlu.
Kendini çökerten
umarsızca
alabildiğine acımasız.

Nasıl, nasıl
anlayamıyorum
aklım mı yetmiyor
ruhum mu yoksa kalbim mi

hiçbir şey anlamıyorum ben.

yaksam, yıksam.
gitsem
vakti gelmedi mi sanki
kaçmak mı
kaçmak olsun
kovalandığım için değil yakalandığım için
tutulduğum
kendimi kendime hapsettiğim için.
Çok gerçek değil mi artık her şey.
Gitmem gerek biliyorum.
gider miyim
söylerim ben
ama belki de söylerken gidiyorum...

1 Ekim 2012 Pazartesi

yapmak zorunda olduğum konuşmalar var...
kelimeler kalbimi ellerine alıp sıkıyorlar.
nefes alamıyorum.
Özür dilerim, çok özür dilerim.
ama olmayınca olmuyor.
bir tane hayatım yok ki benim...
bir tane yüzüm var,
farklı farklı biçimlerim.
kendimi karşımdakine göre biçimlerim.
Yaşadığım hayatlar
yaşadığım insanlar
sanmayın
siz sakın sanmayın,
deneyin ve belki anlayın.
hayat öyle akıverse...

her şey aynı anda ve hiçbir zamanda gerçekleşse.
Biz hep varolsak ve hiç olmasak.

Süreklilik...

Bağlıyım ben. bağlanıyorum.
İnsana, yaprağa, taşa, kediye...

Bağlıyım ben. Bağlanıyorum.
Yaşama.