24 Ağustos 2011 Çarşamba

RED DRESS

I'd rather dance with you than talk with you.

Keyif işte.
Gecenin bir körü, keyif aldığın insanlarla vedalaşma zorunluluğu duymadan...
Gecenin körü, elimde bir hareket, kulağımda müzik, hareketler olabildiğince özgür, sokaklar olabildiğince benim...
Bazen korkarım eve yalnız yürümekten,
bazen elime çaldığım iki yasemini sıkıştırıp...
Şortumun cebinden kokuyor odama.
Çıplağım..
İnsanların merak ettiklerine özgürce, kendimce, kendimmişcesine bakıyorum.
Bira güzel bişey.
Karanlık bir yerim var.
Kopmak istiyorum kendimden.
Dengelerimi sallamak, yok saymak, yok etmek...
Ama kendim varım en büyük engel.
Yaşam seçimlerinden ibaret...
Sadece senin...
O kadar büyülüyor ki beni.
Orada dinlerken aklımda kalmıştı.
Güzel sahne...
Roxanne... you don't have to wear that dress tonight...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder