3 Kasım 2009 Salı

45" SİGARAM

Çalışıyorum ben, tıpkı dünyanın pek çok insanı gibi... Ben, kar amacı gütmeyen bir meslek kuruluşunda çalışıyorum, dolayısıyla mükemmel parasal ya da manevi karlar elde etmiyorum.

Rahat bir işim var, öyle büyük sorumluluklar, hırslar, hiç bitmeyen çalışma saatleri yok, kendi tercihim bu, çünkü yaşamak için çalışmak benim için daha iyi, çalışmak için yaşamak değil. Yalnız sadece daha iyi, çünkü ideali aslında çalışmadan yaşamak, yani bir "iş"te.

Bir süredir kontrolünü kaybetiğini düşünen sevgili üstüm, bir direktif ile ofisteki terasımızda sigara içilmesini YASAKLADI. Anahtarını aldı açık alanımızın ve kilitli tutuyor. İlkokul çocuğu muamelesi yaparak, bizleri mümkün olan, şimdi, bu şekilde aşağılayarak KONTROLü ele alıyor yeniden.

Çok sinirleniyoruz önce, bizi nasıl böyle aşağılar diyoruz.

Diyoruz ki, egosunu tatmin etmek için, bizleri kullanıyor, ki kullabilir çünkü öncelikle kullanmasını engelleyecek hiçbir yasa yok, bu tamamen onun İNSİYATİFine kalmış.

Sonra biraz düşünüyoruz nedir bu tatminsizliğin nedeni?

Yalan bir saygıyı sevgi gibi işleyebilir algısına. Kendisinden uzaklaştırdığı bizleri mecbur bıraktığı yalan gülümsemelerimizi, belki de özel hayatında hiç yaşayamadığı SEVGİnin yerine kullanabilir.

Sonra bir gün geçiyor, öfkemizin üstüne yatıyoruz ve istifa etme araştırmaları, yasa okumalar hep geride kalıyor.

Karar veriyoruz, Ghandinin güzel sözüne dayanarak; bizlere eziyet edenleri bağışlıyoruz, çünkü onların da kurtarılmaya ihtiyacı var(gerçi belki tam çevirmemişimdir ama bence anlaşıldı).
Biz yine de seviyoruz, sayıyoruz ÜSTümüzü, üstümüze çıksa da. Yalan gülmelerle, şapşal saygılarla nefret besleyeceğimize, herşeye rağmen bir İNSAN gibi yapılması gerekeni yapmaya KARAR veriyoruz.

Kendimi daha iyi hissediyorum şimdi, ofiste birşey değiştiği için değil, sigara mühim değil. Daha iyi hissediyorum; kin sevgimi yenemediği için, gözüm körelip, yanlışlara çarpmadığı için...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder