9 Nisan 2010 Cuma

YOK BAŞLIK MAŞLIK

oldu oldu çok oldu.
İnsanın keyfi yerinde olup, aşk başına vurunca tatlı tatlı,
aklı yetmez, eli kaleme, klavyeye değmez olur.
Kendimden özür diliyorum bunu için.
Söze de gireceğim de nereden nereye gireceğimi bilemiyorum.

İnsan evladı tabiatı itibariyle bir şekilsiz, tabiatsız kardeşim.
Nasıl oluyor da milletoğlu bu kadar dengesizken, psikoloji diye birşey var olabiliyor, onu da bir anlamıyorum hani.
Bir dakkası bir dakkasını tutmaz,
neyi sevip neyi sevmeyeceği belli olmaz,
niye sevip niye sevmediği de hiç belli olmaz.
Bütün dingilliğine rağmen egosu hiç yerle bir olmaz.
Doğa ağzına sıçar yine de onu kölesi sanır,
herşey kendine var sanır, bir tek kendine.

Başkasına verip veriştirir ama,
hergün aynaya bakar da, kendine hiç bakmaz.

Hayır asıl anlamadığım bencilliğinden ölecektir ama,
nasılsa,
ondan ölmez de kalp krizinden, zarttan zurttan ölür.

Duur ben daha çok sayarım ama saymayacağım.

Nefret ediyorum kendimden
insanlığımdan iğreniyorum.
Ama o kadar çelişiyorum ki
yine lanet insanlığımdan umut ediyorum.
Biliyorum bunu sırf insanlığımdan yapıyorum. O yüzden de yüzsüzce kendimi suçlamıyorum ben de, ben olmayanlara atıyorum suçu.
Beni yeterince düşünmeyen arkadaşıma,
Beni yeterince sevmeyen adama atıyorum.
yeterince ilgilenmeyen babama,
yeterince yaşamayan anneanneme,
Yeterince saygılı davranmayan patronuma,
Yeterince uslu durmayan kedime,

Kimin yeterincesi ulan.
Ne yüzsüz, ne terbiyesiz, ne doymak bilmez biriyim.
Varoluşuma şükredip utanmazca, özümden nefret ediyorum...
Onu ben var ediyorum ama elimden gelmezmiş gibi değiştiremiyorum.
Kendimi şiddetle kınıyorum kardeşim.
Ama siz sevgiyle kalın tabii...
Durmayın, aman ha durmayın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder