23 Haziran 2011 Perşembe

THE WINNER IS?

Kocaman bir aşkın ardından becerilememiş bir ayrılık yaşanıyor.
Öncesinde yaşanmış kocaman bir aşk.
O aşkın kazandırdıkları, kaybettirdikleri...
Bizimle ilgili bu, bize ait, yani sevgilime ve bana.
Ama insanlar nedense daha çok tepki üretiyorlar bizden.
Ne garip...

Biz; onca şeyi sizler yokken yaşamış iki aşık, iyimizle, kötümüzle...
Gün gelip birbirimizde açtığımız yaralar kapandığında yine görüşebilir, bir hayat olmasa da birşeyler paylaşabiliriz.
Bunun gerekliliğine, gereksizliğine kendimiz karar verebiliriz.

Aşk varken kurulmuş olan arkadaşlıklar, kuşkusuz ki ayrılık sırasında acının yansımalarını yaşamıştır.
Destek de olmuşlardır ama ne de olsa bir bağlılık yok, sıkılırlar, bunalırlar...
İnsanın bunaltısını ifade etme şekli her zaman kabul edilebilir olmuyor, kırabilirler...
Sen de daha fazla sıkmamak ve daha fazla kırılmamak için, gidebilirsin...
Peki ya düşmanlık?
Acaba onun ne gibi bir açıklaması olabilir. Hayatı boyunca hiçkimseye düşman olmamış ben buna bir açıklama bulamıyorum.
Bir düşmanlığın kazananı olur mu?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder