12 Şubat 2010 Cuma

DURMAM

Bir yazıya müzikle başlamak her zaman iyidir. Moduna göre müziğini seçersin gazla komutaya geçersin. Fakat bir de seçtiğin müziğe göre moda girmek var, o daha da bir tatlı olur. Eli götürür çünkü müzik. Uzatmadan geçmem lazım, bir türlü geçemiyorum, "çenen hiç yorulmuyor değil mi" demişti dün bir arkadaşım çok konuştuğumu tatlı tatlı belirtmek için, maalesef elim de yorulmadığı gibi laftan anlasam da değişemiyorum.

Kendime serzeneceğim:

Kontrol delisiyim ben. Dikte olmaz falan diyorum ama hafif bir diktatör edasıyla verip veriştiriyorum, kendiminki de dahil bütün hayatlara, hareketlere, sözlere, yazılara. Kendime haksızlık etmek istemem; ne de olsa ben olmadan olmuyor, her zaman yapmıyorum tabii ki bunu ama hiç yapmasam daha iyi aslında, öncelikle kendi sağlığım için.
Clocks çalıyor işte "am I a part of the cure or am I part of the disease" işte bomba soru tam da zamanında geldi...
İyi duygularım var; insanlar daha mutlu, yaşam daha zahmetsiz, herkes bol keseden sevgi dolu olsun istiyorum, sürekli bir uyarı, fikir yürütme durumu.
Ulan bana ne oluyor, nerden karar veriyorum neyin doğru olduğuna da çat çut konuşup akıl veriyorum herkese.
Biri tutturmuş intikam planları yapıyor; ben diyorum ki "bak bunu yapma sen acırsın en çok". Nerden belli, belki adamın içinde hiç sorgulama yok. Gönül rahatlığıyla alacak intikamını koyacak başını huzurla yastığına.
Biri acı çekiyor başkasının intikamından; diyor ki bitti iyilik içimde. Ben ne diyorum bu sefer "yok öyle yapma gördüğünü göstermekten vazgeçersin o zaman, dünyaya zarar, senden çok". ulan belki adam dertlerinden krutulacak, iç huzurunu böyle bulacak.
Biri düşüncesizlik ediyor; acıtıyor arkadaşının canını, korkuyor, kovulmadan kendi gidiyor. Ben dingil ne diyorum "gitmeyeceksin, artık sen değil, o acıyı yaşattığın adam önemli, yok sayacaksın doğrunu, sileceksin ettiğinin etkilerini". Ulan adam belki bahane edecek öyle gidecek, gidince kendini rahat hissedecek.
Biri kararsız kalıyor; ne yapacağımı bilemiyorum, istiyorum ama kırarsam diye korkuyorum diyor. Ne desem acaba pek bilmiş ben "istediklerini yaşamak istediğin kişi kavradıktan sonra durumu, yürüyeceksin, kim neden emin olmuş bu güne kadar ki sen kimi ne zaman seveceğinden emin olacaksın. birinin canı acır belki ama buna katlanacaksın" ulan uzak duracak belki, bu yüzden unutacak, başka birini bulup derdi dert etmeyecek.
Adamın canı sıkılıyor, zor günler geçiyor, karar veremiyor, çözüm bulamıyor. Ya ben ne yapıyorum "bunu seçen sensin, hepsini kendin yaptın, sonucuna katlanacaksın, arkayı kapatıp zırlamadan önüne bakacaksın". Ulan adam o sıkıntıyla çıkacak belki işin içinden, önce üzülecek sonra görmesine gerek bile kalmayacak belki.

Durmam lazım, herkesin hayatını, kararlarını kontrol etmek galiba bu, hedefim bu değil belki ama sonucum buymuş gibi duruyor. Kimisi alıyor, kimisi almıyor.
O zaman da dertlenmemek gerek.
Adam gitmişse, yolunun açık olmasını dilemek gerek.
En iyisi o yolda hiç iz bırakmadan, yok olmak gerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder