23 Şubat 2010 Salı

DÜŞ

Dağım var gidilecek. Giderim,
bütün yabancılıktan uzakta,
kimsesiz,
sessiz,
dertsiz,
umutsuz,
düşünmeden yaşayabilirim.
Cesaretim yok.
Dağım var, Cesaretim yok.

Huzur.
Kendimden kaçmadıkça nasıl yakalayacağım onu.

Değişim.
Hep olsun, olsun da nereye kadar, neden.
Ne geçecek elime, kimin eline ne geçecek benim değişimimden sanki.

Anlamıyorum sofistike cümlelerinden ben.
Basit
Herşey çok basit.
Ama karmaşıkmış gibi davranmak, balıklığından kaçıp insan olmak, düşünmek var ettiriyor kendini.
"Düşünüyorum öyleyse varım" demiş ya adam.
Büyük adam, büyük laf.
Hiç düşünmeden kabul ediyoruz biz de.
Ne çelişki kardeşim.

Düzeltiyorum:

DÜŞÜNÜYORUM ÖYLEYSE MALIM...

Düşünülmeyecek herşeyin üzerine düşünüp, düşünmem gerekenlerden kaçıyorum.
Düşünüp karar vermem icap ederken, kaçmaktan karmaşıyorum.

Kafam karışık benim de, ben de malım işte.

Dağım var.
Abartmayalım yalnız da kalmam orada.
Ama kimse dokunamaz bana, yabancılar uzakta.
samimiyetsizlik, hesap kitap işleri olmadan...
Herkes diyojen, ben de...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder