11 Eylül 2010 Cumartesi

HAYDİ BAKALIM

İnsan ne kadar seviyor kendini.
Kendini korumak, haklı olmak için neleri yakıyor.
Hiç utanmadan, bilip de bilmeden.
Belki de ancak böyle katlanabiliyor kendisine.
Öyle ya, hatalarını kabul etmek zor.
Kendi çirkinliğinle yüzleşmek...
Ne de olsa hep kendinle yaşıyorsun, kendine mecbursun.
O yüzden de hep güzelsin, hep akıllı, hep doğru.
Asla özür dilemezsin çünkü özür dileyecek birşey yapmazsın.
Asla teşekkür etmezsin çünkü zaten sadece hayatlarında var olmakla bile sana verilenlerin milyonlarcasını hak ediyorsun.
Hepsi kabul
ama ya kendine katlanmak için başkasını suçlamak.
Bu ne peki, hangi dine, hangi ideolojiye, hangi felsefeye giriyor bu. Psikolojide mi yeri var?
Tekniğini bilemiyorum ama maşallah acısını bilirim.
30 yaşında koca bir çocuğum ve her gün yeniden bir insanın hayatında başına gelen herşeyin sorumlusu ben oluyorum.
Ellerime ne hünerler sürülmüşse, bitmek bilmeden güzellikleri yıkıp, pislikleri, kötülükleri hayatına salıyorum birinin.
Sırf bu biri için, hayatımın hemen son bulmasını çok ama çok istiyorum ama
insanım işte kıyıp da kendim yapamıyorum.
Yani açık çağrıdır:
Canı adam öldürmek isteyen varsa buyursun gelsin.
Kötülüklerim son bulsun, dünya güzeli rahat bir nefes alsın..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder