10 Ekim 2010 Pazar

BARCELONA TRENİ KAÇTA KALKAR

Çelişki...
Ruh bedenle çelişiyor.
Yaşlanmak buna deniyor sanırım.

Fotoğraflar görüyorum, arkadaşlar...
Sabah işe gitmeyecekler. İşe gidenler de gitmeyecekler sabah.
Öğleden sonra belki, canları istediğinde kimileri...

Gençlik.
Para mı bütün bunlara neden.
Çalışmadığım bir zamanı düşünemiyorum ben.
Aç kalmam evet, ama tercihlerimi de satın alamam değil mi...
Gençlik;
başkasının parasıyla tercihlerini alabilme özgürlüğü.

Bu bir tarafı.
Belki de bahane buluyorum.

Pazar....
Altın portakal zırtlatması.
AKM çimenlerinde bütün gün bir taraftan sarhoş olup bir taraftan filmlere girilebilir, sanatsal ve felsefik konuşmalar, çimlerde dönelmeler...
Hiç canım istemiyor. Üşeniyorum. Evim mi uzak, otobüsleri falan icad ettiler aslında.

Pazar...
Temizlik, banyo, yemek, televizyon, biraz kitap, uyku, rüya...
Pazartesi...
Telefonun alarmı, banyo, iş, iş, iş, iş, iş, iş..........................

Çok şeyler yapmak istiyorum.
Sevgilimle oralara buralara gitmek, saçma sapan şehirlerde, saçma sapan yemekler yemek, onlarca film çekmek, milyarlarca yazı yazmak...

Çelişki...
Üşeniyorum.
İşe gitmeden de olmuyor hem.
Üşeniyorum.
Yaşlılık;
Ruh bedenle çelişiyor.

Parayı da icad ettiler puşt herifler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder