16 Mayıs 2015 Cumartesi

Yatarken kurduk bazı hayaller...

Kalkınca yapacağımıza inanarak...

Oysa üstüne o kadar yağıyor ki hayat insanın,
hayal, ruhunun bir köşesinde ufak bir burukluğa dönüşüyor...

Diyorum ki
hayat bize yağmadan
biz o rakıyı içelim
6 ay sonra...

14 Mayıs 2015 Perşembe

peki bir sır daha vereyim mi

insanların

söylediklerimden
yaptıklarımdan
yazdıklarımdan

benim hakkımda bir fikirlerinin olduğunu sanmalarına bayılıyorum.

o kadar şekilsiz oluyorum ki o zaman

böyle böyle yayıldıkça karışıyorum.

herkesin kafasında başka bir tanımla
sanki varmışım gibi

pek karizmam yoktur
çünkü millet karizma yaparken
ben ota boka aşık oluyordum.

Yine de dürüstçe
bazen uyuz oluyorum bu karizmasızlık durumuna

zira o yoksunluktur beni bir fasülye yapan

"sana sanki yokmuşsun gibi davranmasını istiyorsan
onu çok sevmen yeterlidir" dedi
aslında belki tam olarak böyle demedi de hafızam pek iyi değil

neticede çok üzüldüm
sonra da düşündüm
(neyse ki yapabiliyorum bunu, az/çok)

bir insan ben onu seviyordum diye
beni yok sayacaktıysa
ben de onu sevmeyiverirdim belki zamanla
belki de başaramaz yine devam da ederdim

çok da önemli olmadığına karar verdim,
bir hitap olarak, tanıdıklarım ve de tanımadıklarım.

Sonuçta herkes herkesi ya da birilerini
kendine kadar sever ya da sevmez

su akar yolunu bulur mülayimliğiyle değil de
daha çok "amaaaan ne yabayım" kabullenişiyle

kabulleniş de güzeldir.

Kendini bir fasülye olarak da kabul edebilmeli insan
istemezse artık, nasılsa nasıl değiştiğini anlamaz bile...

hah geldi bak dibime alejandro, kızıyorum ama seviyorum kediyi...

sosyal nağmeler yine evet

işle bebeğim işle
düşün azıcık
eline verileni kendinin sanmak da neymiş
ne sanki senin olabilirmiş

hep mi çalar insan
çalma
ara bul

kafan var valla bak
farkında olmayabilirsin
ama
gerçekten düşünebilirsin