24 Ocak 2013 Perşembe

Yokluğun varlığından azken
sandığından daha çok
umduğundan daha yok
o kadar korkak
aşktan başka
tanımlar gerçekliği tanımlamaya yetmedi
giderken de aslında hiç kimse gitmedi...
Şartlandırılmamış gecede
Şartlanamayacak keyifte
Söylenmenin sıcaklığında
Kafanın güzelliğinde
Sevilecek çok şey ürettik
bilmeden...
bilerek...

18 Ocak 2013 Cuma

Konuşmak zorunda olmadığım bir anlamda,
renklerimi korkmadan salmak istiyorum.
Akışa bırakırken varlığımı
bedenin sınırlarından sıyrılıp uçuvermek istiyorum.

Yaşlanmışlık bilgelikten çok bıkkınlık getirdi.
Kuşkusuz bir yerde büyük bir hata yapmış olmalıyım
fakat hatalarımdan korkmamayı öğrendim.
Öğrenmesine öğrendim de bu bilginin bir halt getirdiğini de söyleyemeyeceğim.
Nitekim arada bir yerde getiriler için yaşanmadığını da öğrendim.
Ne için yaşandığı konusunda hala dünya ve benim anlaşamadığımız bazı noktalar bulunuyor.
Ben salıvermekten yanayım oysa dünya hep büyük bir planı takip ediyor gibi.
Kafam genellikle çok karışık çünkü deneyimsizliğin pure bakışına sahip değilim.
Varoluşçu bir yaklaşımla çelişkili beynimin ve kontrolsüz bedenimin kendini gerçeklediğini varsayabiliriz.
Ve fakat bu gerçeklik hayallerdeki yeşil çimenliklerden çok uzakta görünüyor.
Dramatik bir dille;
karanlıklarda var olmayan gölgeleri kovalıyorum.
Sonsuzluğun acısında, kendi kavgamda kendime yeniliyorum.
Çocuk kandırmasıyla kendimi eğliyor
her şeye hiç durmadan yeniden başlıyorum,
sanki bir şeyler bitermiş gibi...

İyi günler dilerim.

11 Ocak 2013 Cuma

Pişmanlıkla değil
Geçip giderken hiç anlayamıyor insan.
İçindeyken dışından bakamıyor.
Zamanlar...
İnsanlar...
Sokaklar...
Barlar...
Kendimizi kaybettiğimiz,
bulmak için hiç acele etmediğimiz zamanlar...

Geçmişimin şarkıları kulaklarımdan geçerken
takılı kaldığım sokaklarda mutsuzluğuma yanıyorum.
Sanki ben mutlu olabilirmişim gibi...

Pişmanlıkla değil
Biraz özlem
biraz hüzünle belki...

Maddeleşmiş dostluğumuzun çöplüğünde
Medeni insanlar olarak birbirimize güldük.
Ne kadar uzaktı
ufak bir gülümsemeden bile.
Kandırılmak değil de sanmak...

Masal aşklar bile biterken
insan kendini bitirmeye bu kadar adamışken
İnandığına şaşırmak...

9 Ocak 2013 Çarşamba

Ten yakınlaştıkça uzaklaşan ruhlar...
Söylenemeyenlerin acınası yankıları...
Zayıf, korunmasız...
İlişmek mi

Bak nasıl da canım istedi şimdi
yakmak o sigarayı
Dumanı içime çekerken
kaybolmak
kaybolmak iyidir bakma sen
var olmak için önce yok olmak gerekir.

4 Ocak 2013 Cuma

Aklımızda şeytanlar...
başkalarını başkaları sanırken
bazen sadece kendinle kavga etmek...
pişmanlık
lanet...
Kendi yalanlarına ölesiye bağlıyken
içini kemiren doğrulara sırtını dönmek...
eziyet
şiddet...

2 Ocak 2013 Çarşamba

Gerçekten
girdiğiniz kutuların içinde
yaşadığınıza inandığınız her şeyden
ve ilişkide olduğunuz herkesten
şikayet ederken
mutluluğun ne demek olduğunu bile düşünmeden mutsuz olurken
sorgulamak yerine
sizin gibi olmayanları sürekli yargılamanız çok saçma değil mi

Ve siz
teorilerinde mükemmel yaşamı
mükemmel insanı
mükemmel sevişmeyi
her şeyi kurgulamış olanlar
gerçekten de bir şeyi unutmuyor musunuz
mesela yaşamayı
hissetmeyi
dokunmayı

Ve siz
kendinizi etrafınıza kanıtlamaya çalışırken girdiğiniz şekiller
O yapmacıklık
nereye süreceğinizi bilemediğiniz o başarı palavraları
gerçekten sıkılmıyor musunuz kendinizden.

Sanıyorum ki
insanın güzel özü tamamen saçma bir hayalden ibaret...
Ve bizler karşımızdaki herkes kadar pisliğiz...
Sahteliğine ait ama yabancı...
öylesine çelişkide,
kendine sarhoş olmak.
ölesi gelir insanın.
her şey
meşk kadar aşk
her şey anlamını yitirmedi mi sanki.
önündeki kadehle ucuzlamak...
sadece bir yüz.